Ya gerçekten zamanın doğrusu yoksa?

Beklemek mi, Başlamak mı?

Hepimizin aklında şu düşünce vardır ya hani:

“Şu an doğru zaman değil… Daha hazır hissetmeliyim… Biraz daha bekleyeyim…”

İşte içimizden geçen bu küçük cümle, çoğu zaman bizi olduğumuz yerde tutar.

Ha geldi, ha gelecek diye beklediğimiz o “doğru zaman” dediğimiz şey nedense hiç kapıyı çalmaz.

Bazen bir bahaneyle, bazen “koşullar uygun değil” diyerek, bazen de “daha çok bilgi edinmeliyim” bahanesiyle öteledikçe öteleyiveririz.

Ama gerçek şu ki; “hazır olma” hissi çoğu zaman bir yanılsamadan ibarettir.

Hiçbir şey tamamen mükemmel bir anda başlamaz. Hayatın temposu, koşulların iniş çıkışları, zihnimizin dalgalanmaları… Hepsi bize “bekle” derken, aslında bekleyerek güçlenmeyiz; sadece zaman kaybederiz.

Ve belki de asıl soru şudur:

Ya doğru zaman, sandığımız gibi dışarıdan gelen bir şey değilse? Ya gerçekten zamanın doğrusu yoksa?

Küçük Adımların Gücü

Peki bizler doğru zamanı beklemeyi bırakıp da küçük adımlar atmaya başladığımızda neler olabilir?

👉 “Gel bunu küçük bir formül gibi düşünelim.”

Bir adım → Küçük bir başarı → Biraz daha cesaret → Yeni bir adım → Daha büyük bir başarı → Daha güçlü özgüven → Yeni yolları deneme isteği…

Ve böylece zincir büyür ve işte küçük adımların büyüsü sıralanmaya başlar,

Küçük Adımlar;

  • Başlangıçta çok büyük bir değişim gibi görünmezler.
  • Ama her biri beynin ödül sistemini harekete geçirir, dopamin salgısını artırır.
  • Bu da bize “devam et, yapabilirsin” sinyali gönderir.

Bir süre sonra fark edersin ki, küçük adımlar aslında seni büyük bir dönüşüme taşımıştır. Çünkü hareket ettikçe öğrenirsin, öğrendikçe güçlenirsin, güçlendikçe daha büyük adımlar için hazır hale gelirsin.

Deneyimsel öğrenme de tam olarak budur: Beklemek değil, denemek. Mükemmel zamanı değil, ilk adımı seçmek.

Beynin Zaman Algısı

Nörobilim de bize sıklıkla gösterir. Yeni bir şey denemek istediğimizde beynimizde iki sistem aynı anda devreye girer:

  • Tehdit sistemi: “Ya başarısız olursam?” diye sorar.
  • Ödül sistemi: “Ya kazanırsam?” diye heyecanlaBeynin Zaman Algısı

Nörobilim de bize sıklıkla gösterir. Yeni bir şey denemek istediğimizde beynimizde iki sistem aynı anda devreye girer:

  • Tehdit sistemi: “Ya başarısız olursam?” diye sorar.
  • Ödül sistemi: “Ya kazanırsam?” diye heyecanlanır.

Bu iki ses arasında sıkıştığımızda, beyin genellikle güvenli olanı seçer. Güvenli olan beklemektir. Ama bilmeliyiz ki beklemek, çoğu zaman hazırlık değil de , yalnızca ertelemenin kibar halidir.

Kendine Sor

Şu an ertelediğin şey ne?

Ve eğer “doğru zaman”ı beklemek yerine küçük bir adım atsaydın, hayatında ne değişirdi?

Unutma ;

Doğru zaman diye bir şey yoktur. Doğru adım vardır. Ve o adım, şimdi atılandır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir